Ahde Vefa

Verdiğin sözü tutmak, oldukça önemlidir. Bunun ile alakalı Hz. Ömer’i başından bir olay geçer. Bu olayın sonrasında da, insanların sözlerine ne kadar sadık olduğunu anlayabiliyoruz. Zamanın birinde Hz. Ömer, arkadaşları ile güzel bir sohbet içerisindedir. Tam da bu vakitte Hz. Ömer’in karşısına 3 genç çıkar. Bun gençlerin bir üzüntüsü vardır. İçlerinden birisi, diğer ikisinin babasının ölümüne sebep olmuştur. Hatta direkt olarak bu genç babalarını öldürmüştür. Huzura gelen diğer 2 genç ise, gereken neyse onun yapılmasını ister. Dolayısıyla olayın üzerine Hz. Ömer, bu konu hakkında öldüren gencinde olayı anlatmasını bekler.

Öncelikli olarak direkt suçlamak yerine, bu olay doğru mu der. Genç ise doğru olduğunu söyler ve olayı anlatmaya başlar. Genç, bulunduğu yerde hali vakti yerinde olan biridir. O gün ailecek gezmeye çıkarlar. Sonrasında da bu gençlerin bulunduğu yere gelirler. Orada hayvanların arasında, öldüren gencin atı vardır. Bu at öyle güzeldir ki, gören tekrar dönüp bakar. At, çocukların babasının bahçesine girer. Ne yapsa da ne etse de o bahçeden meyve yemesine engel olamaz. İçeriden öldürülen adam çıkar ve ata bir taş atar. İşte tam da oracıkta at hayatını kaybeder. Bunun üzerine gurur yapan ve üzülen genç ise, bir taş alır ve adama atar.
Adam tam da oracıkta hayatını kaybeder. Her ne kadar genç kaçmak istese bile, çocuklar bu genci yakalar.

Hz. Ömer bunun üzerine ise, gencin suçunu kabul etmesi üzerine, verilecek cezanın belli olduğunu ve bunun da idam olduğunu söyler. Öldüren genç tam da bu sırada söz ister. Bulundukları yerde, varlıklı bir aile olduklarını, kendilerinin babası vefat etmende önce fazlasıyla altın bıraktığını, altınları ise sakladığını ifade eder. Eğer şimdi idam edilirse, kardeşinin hakkı ziyan olacaktır. Genç, eğer 3 gün verirseniz o altınları kardeşime vereyim, 3 gün içinde yerime birini bulayım der.

Bu durumun üzerine de Hz. Ömer, bu topluluk içerisinde yabancı olduğunu yerine kimi bulacağını sorar. Tam da o sırada, o topluluğun içerisinde Amr İbni Asr bulunur. Bu zat benim yerime durur der. Amr İbni Asr ise; Hz. Muhammed (s.a.v.)’ın hem en yakın arkadaşlarından hem de henüz yaşarken cennet ile müjdelenen kişidir. Hz. Ömer bu durumda Amr’a dönerek sorar. Amr ise, ben gence kefilim der ve genç serbest kalır.

3 günün sonunda vakit dolmak üzereyken, Hz. Ömer’e gencin gelemeyeceği haberleri gelir. Bu durumda da Amr’a diyetinin verilmesi yönünde, babaları öldürülen gençlere sorulur. Fakat gençler bu durumu kabul etmezler. Bu sırada da Hz. Ömer, gerekenin yapılmasını Amr’a ifade eder, o da sözünün arkasında olduğunu söyler. Bu sırada ise kalabalığın içerisinden öldüren genç çıkagelir. Hz. Ömer gence dönerek, gelmeme gibi bir fırsatı varken nende geldiğini sorar. O da, eğer gelmeseydim ahde vefasızlık etti dersiniz diye geldim der. Bu sefer de Amr’a dönerek, sen bu genci tanımazdın, madem neden kefil oldun der. Amr ise; tüm bu insanlık içerisinde bu genç beni seçti, eğer kefil olmasaydım insanlık öldü diyeceklerdi, der. Son olarak gençlere döner, gençler ise biz davamızdan vazgeçtik derler. Hz. Ömer bunun üzerine, az önce kanınızın yerde kalmasın istemiyordunuz der. Gençler ise; insanlarda merhamet kalmadı demeyesiniz diye vazgeçtik derler. İşte ahde vefa, tam olarak böyledir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir